habit - alışkanlık hair - saç hairdresser - berber, kuaför half - yarı, yarım hall - salon hammer - çekiç hand - vermek, el handle - işlemek, sap hang - asmak happen - olmak happiness - mutluluk unhappiness - mutsuzluk happy - mutlu happily - mutlu bir şekilde unhappy - mutsuz hard - sert, zor hardly - zorlukla harm - zarar vermek, zarar harmful - zararlı harmless - zararsız hat - şapka hate - nefret etmek, nefret hatred - kin have - olmak, sahip olmak he - o head - kafa, baş headache - baş ağrısı heal - iyileşmek health - sağlık healthy - sağlıklı hear - duymak hearing - duyma heart - kalp heat - ısıtmak, sıcaklık heating - ısıtma heaven - cennet heavy - ağır heavily - ağır şekilde heel - topuk height - yükseklik hell - cehennem hello - merhaba help - yardım etmek, yardım helpful - faydalı hence - bundan dolayı her - onun hers - onunki here - işte, burada hero - kahraman herself - kendini, kendine hesitate - tereddüt hi - merhaba, selam hide - gizlenmek high - yükseğe, yüksek highly - büyük ölçüde highlight - vurgulamak highway - otoyol hill - tepe him - onu, ona himself - kendisi, kendine hip - kalça hire - kiralamak, işe almak his - onun, onunki historical - tarihi, tarihsel history - tarih hit - vurmak, isabet hobby - hobi hold - tutmak, ambar hole - delik holiday - tatil hollow - çukur holy - kutsal home - ev homework - ev ödevi honest - dürüst honestly - dürüstçe honour - onur in honour - onuruna hook - kanca hope - ummak, umut horizontal - yatay horn - boynuz horror - korku horse - at hospital - hastane host - ev sahipliği yapmak, ev sahibi hot - sıcak, acı hotel - otel hour - saat house - ev housing - konut household - ev halkı how - nasıl however - her halükarda, ancak, halbuki huge - kocaman human - insan humorous - nükteli, komik humour - mizah hungry - aç hunt - avlamak hunting - avcılık hurry - acele etmek, acele in a hurry - acele içinde hurt - incitmek, zarar vermek husband - koca, eş