Merhabalar bugün sizlere sosyalliğin önemi, sosyal izolasyn ve dışlanmışlığın insan üzerindeki fiziksel ve ruhsal etkilerinden bashedeceğim. Önceki videolarda da anlattığımız üzere incellik yani istem dışı bakirlik sizi sadece karşı cinsle etkileşim haline girmenin haricinde diğer tüm sosyal alanlarda, aktivitelerde de sorun,problem çıkartmaktadır. Toplum heterojen bir yapıda olduğundan ötürü kadın-erkek her ortamda ama az ama çok sayıda bulunmaktadır. Farklı cinslerin olduğu ortamlarda insanlar istemli veya istem-dışı yani içgüdüsel olarak birbirlerine potansiyel partner olarak bakabilmektedir. Birbiriyle flörtleşmekte, temasta bulunma, laf atma, espiri yapma, kısaca kendini öne çıkarmak için kadın-erkek farketmeksizin her türlü yolu denemekte ve yapmaktadırlar. Arkadaş ortamlarını ona göre dizayn etmekte, birbirlerini basamak olarak kullanabilmektedirler. Peki ne uğruna? tamamiyle kendini ispatlama, hiyerarşide zirveye oynama, her türlü hedonist davranışı eyleme sokabilme kendini tatmin edebilme uğruna.(tabikide bunlar yedikçe doymayan daha da acıkan aç yaratıklardır.) Şimdi sorarım size böylesine bir kaosun kargaşanın savaşın olduğu bir yerde incel bir erkek amacı karşı cinsi etkilemek olmasa bile ister istemez kendisini ortamlardan dışlanırken bulmaz mı? Dışarı çıktığında pislikmişsiniz gibi bakacaklardır, hakarete, haksız lince mağruz kalacaktır. Yaptığı her hareket göze batacak ve hiyerarşide yukarıya çıkamasın diye karşısına her türlü zorluk konulacaktır. Işte tam da bu durumda vücut kendisini savunmak için beyindeki savunma mekanizmasını devreye geçirecektir. Böylece dış tehditlerden kaçarak kurtulmuş olacaktır. Bu da insanın kendisini toplumdan soyutlamaya, eve kapatmasına ve ailesi hariç kimseyle iletişim, etkileşim halinde bulunmamasına yol açacaktır. Bakın hepinizin bildiği gibi insan dediğimiz canlı sosyal bir varlıktır, hatta bu sosyal olmanın sosyal zekanın getirdiği avantajlar sayesinde kurduğu topluluklar gruplar sebeibyle doğadaki savaşta ayakta kalabilmiştir. Az biraz evrimsel biyoloji bilginiz varsa siz de biliyorsunuz ki farklı bir insan türü olan Neandertallere bu şekilde karşı koyabilmişlerdir. Hiçkimse ömür yalnız kalmayı tercih etmez, istemez, kabul edilebilecek bir şey kesinlikle ama kesinlikle değildir. Yalnızlık bir çok sağlık problemini de beraberinde getirmektedir. Örneğin yapılan bir çalışmalarda yaklaşık 308 bin katılımcının 7.5 yıllık sosyal davranışları, etkileşimleri incelenmiş ve çıkan sonuç şu: güçlü ve yeterli sosyal hayatı olan bireylerin kötü ve yetersiz sosyal etkileşimde olan bireylere kıyasla biyolojik sağlıklarının %50 oranında daha sağlıklı oldukları gözlemlenmiş. Sosyal izolasyon bireyleri hareketsiz yaşama ve obeziteye yol açmaktadır. Bildiğiniz gibi normielerin, toplum genellikle yaşladığında yalnız kalmaktan endişe ederler. Buna paralel oalrak bir çalışmada 6500 tane 52 yaş üstü bireyler incelenmiş ve sosyal yaşamı olmayanlarda damar yolu hastalıklarında, enfeksiyona bağlı hastalıklarda, bilişsel problemlerde ve ölüm oranlarında ciddi bir artış gözlemlenmiştir. Ayrıyeten izolasyon,güneş görmemekten kaynaklı C-vitamin sentezi eksikliği, dengesiz kalp ritim bozukluğu, pıhtılaşma problemlerine ve stres anında metabolizma bozukluklarında artışa sebep olmaktadır. Ortalama olarak %26 kadar ölüm oranını arttırmakta ve bu oran daha ekstrem koşullarda %48e kadar tırmanabilmektedir. Bakın bu oranı şuanda yaşadığımız korona virüs salgınıyla kıyasladığımızda yanında dağ gibi kalıyor. Korona virüsün öldürücülük oranı şuanda (3 Ağustos 2021 verisine göre) sadece %2.1 gibi bir rakam.Yanlış anlaşılmadan söyleyeyim burda dikkat çekmek istediğim nokta korona virüsü küçümsemek değil, yalnızlığın daha ölümcül bir problem olduğunu vrugulamak. Hatta bazı uzman görüşlerince yalnızlığın artık bir hastalık olarak kabul edilmesi bile savunuluyor. Yaş ilerledikçe bunamaya, alzheimera, depresyona ve intihara yönelik düşüncelerin ciddi biçimde artmasına vesile oluyor. Bağışışıklık sistemini zayıflamtmakta, Endokrin sistemi mahvettemekte tümör kanser gibi hastalıkların da önünü açmaktadır. Bir çalışmaay göre de vücuda olan etkisiyle kıyaslandığında: sosyal izolasyona mağruz kalmak ile her gün günde 15 dal sigara içmekle eşdeğer olduğu öne sürülmekte. Bir de siz ek olarak sigara, alkol tüketiyorsanız artık siz hesaplayın durumun vahimliğini. Biraz da psikolojik etkilerinden bahsedelim. Bu pandemi sürecinde de gördüğümz üzere normal bir sosyal hayata sahip olan insanların az bir süreliğine eve kapandıktan sonra psikolojilerinin nasıl da hızlı bir şekilde bozulduğu ve adapte olamadıklarını gördük. Lakin biz inceller zaten hayat boyu bu durumu yaşadığımızdan dolayı bizim hayatımızda değişen pek bir şey olmadı.