Animeyi Atatürk bulmuştur. Atatürk ölmeden önce son haftaydı fakat Atatürk'ün kafasındaki parlak fikirler bitmiyordu. Hastalığından dolayı bu fikirlere zaman harcayacak fiziksel gücü de kalmamıştı, birileriyle paylaşması gerekiyordu. Aklındaki fikir o kadar çılgıncaydı ki inananacak birini bulmanın çok zor olacağını biliyordu. Bu kişi olarak da o zaman yakın olduğu ismet paşayı seçmişti. Atatürk bir gün İsmet paşayı çağırıp konuyu detaylıca anlatır. İsmet paşa potansiyeli görür fakat fikri gerçekleştirmeyi reddeder. Reddetme sebebini ise bu halkın bu kadar ciddi bir dönüşüme ayak uyduramamasından korkması olarak nitelendirir. Atatürk bunu anlayışla karşılar ve fikrini geçiştirir. Birkaç gün geçer ve İsmet paşa hala fikri gerçekleştirirsek olacakları düşünmeden edemiyordur. Sokaklarda Kawaii desu ne diye dolaşan çocuklar, waifusu olduğu için evlenmeyi reddeden gençler, akşam vücut yastığı olmadan uyuyamayan yetişkinler... Fakat olumlu yanlarını da düşünmeden edemiyordu. Cd ve dvd fabrikaları ile anime ithalatı ve ihracatı, mangalar ve yastık fabrikaları ülkenin ekonomisini kalkındıracak düzeye gelebilirdi. Atatürk ise bunları biliyordu ve sarayın en gizli bölmesine vasiyetinin devamını bıraktı. Bu vasiyetinin devamında fikrin temeli ve tasarımları yer alıyordu. Tabiki sarayın içindeki uluslararası ajanlar bunu görebilirdi ve görmüşlerdi de. Japon bir ajan bu önemli bilgiyi hemen japonyaya iletir ve bu olay imparatorun kulağına gider. Bunu duyan imparator ülkenin en iyi iki ajanını bu göreve atar ve o vasiyetin kaçırılmasını emreder. Bu iki ajan sadece 3 günde planını hazırlar ve yola koyulur. Planları o kadar detaylıdır ki gözlerinin çekikliğini bile giderecek bir ameliyat olmuşlardır. Ana dili gibi bildikleri türkçe de insanların gözüne batmıyordur. Operasyon günü gelir ve görevi kusursuzca yerine getirirler. En azından öyle düşünüyolardır. İsmet paşa bunu görür ve artık bu bilginin japonların eline geçtiğini fark eder. Fakat artık çok geçtir... Bu vasiyet ve tasarımlar japonyaya, imparatora gider ve imparator bunları detaylıca inceler. Bu fikirdeki potansiyeli görür ve tüm araştırma, geliştirme bütçesinin %68.3 ünü bu projeye çevirir. Ülkenin her bir yanından gelen sanatçılarla çeşitli yarışmalar düzenlenir ve çizimler mükemmelleştirilir. Bu araştırmalar aylar sonra ilk meyvesini verir. Gözleri büyük saçları kusursuz bir çizim. İmparator çok etkilenmiştir ve bunun adını koymak istemiştir. En mantıklı isim olarak da bu fikirleri ele geçirmek için canla başla çalışmış iki ajanın Yasuo Ani ve Takashi Me soyadlarının birleşimi olması kararını vermiştir. Anime artık doğmuştur. Bunun doğumu ile birlikte birçok yeni terim de doğmaya başlamıştır. waifu, otaku, loli... Bu gelişmelerden sonra japonya animenin başkenti haline gelmiştir. Bu olay da girişimcilikte Türkiyenin ilk fikri bulsa da geliştirmede geç kalmasına bir örnektir.