Joe Liverpool'un çok güzel bir liman kentinde 10.01.2006 yılında hayata gelmiştir. Joe'nun babasının ismi Cambiasso annesinin ismi Lena'dır. Joe'nun babası polistir .Bu yüzden Joe'nun polislere karşı her zaman saygı duymuştur ve polislere ayrı bir sevgisi olmuştur.Joe'nun babası genelde çok sinirli birisidir.Joe doğduktan sonra sinirli halinden hiç eser kalmamıştır.Joe'ya bebekliğinden itibaren gözü gibi bakmış ona çok değer vermiştir.Joe biraz büyüdüğünde abisi Joel ve babası ile beraber Liverpool maçlarına gitmeye başlamıştır.Joe izlediği maçlardan bir şey anlamasada babası çocuklarıyla birlikte maç izlediği için son derece mutludur.Joe'nun babası 2005 yılında İstanbulda oynanacak Liverpool Milan maçına Jeo'yu götürmeyi çok istemiştir.En mutlu olduğu onda oğlunun da yanında olmasını istemiştir ama Joe'nun annesiden bir türlü izin almamıştır.Uzun uğraşlar sonunda Joe'nun annesini ikna etmiş ve yola çıkmak için hemen hazırlanmaya başlamışlardır.iki üç gün sonra Cambiasso'nun beklediği an gelmiştir,Joe ile İsntabula maça gitmek için yola koyulurlar.İstanbulda oldukça güzel vakit geçirmişlerdir.Büyük gün geldiğinde ise maçı izlemek için yola koyulurlar.Büyük bir heyecanla stadyumdaki yerlerine geçip maçın başlmasını beklerler.Maçın ilk yarısını Liverpool 3-0 mağlup kapatmıştır.Devre arasında hava çok soğuk olduğu için Jeo'nun babası bileğinde saralı olan Liverpool atkısını Joe'nun boynuna dolar.İkinci yarıda üç gol atıp eşitliği yakalayan Liverpool ve penaltılarla kupayı alır.Maç bittikten sonra Babası Joe'ya büyük bir mutlulukla sarılıp bu atkıya gözün gibi bak der ve atkıyı Joe'ya hediye eder. Joe okula başladığında tüm arkadaşlarıyla iyi anlaşır ve onlar tarafıdan sevilirdi.Her yerde gittiği Kupa maçını anlatır ve babasıyla maçta çekildiği fotoğrafı gösterirdi.Hergün babasının ona verdiği atkıyı boynuna takar sınıfa girdiğinde ise atkısını çantasının içine koyardı. Atkısına gözü gibi bakar ve kimseye dokundurmazdı.Joe küçükken hep futbolcu olmak istemiştir.kim sorarsa sorsun futbolcu olucam diyen Joe küçük yaşta futbol kursuna başlamıştır.Fakat babası Joe'nun polis olması istesede bunu joe'ya hiç bir zaman belli etmez.Küçük yaşta bile yeteneğiyle çokça dikkat çekerdi.Futbol kursunda Trent diye birisiyle tanışır ve çok iyi anlaşmaya başlarlar.Okul çıkışsında idman sonralarında Trent ile vakit geçirmeye başlar.Geçirdiği vakitten son derece memnundur aynı zamanda.Birgün Joe'nun idmanını izlemeye hem annesi hemde babası gelmiştir.İdman sonrası Joe'nun babası top oynamaları için parka bırakmış bir saat sonra onları alacaklarını söyler.Joe'nun annesi ve babası ise markete gitmişlerdir.Alacaklarını alıp arbaya binerken silahlı saldırıya uğrarlar.Saldırı sonucunda Joe'nun annesi vurulmuştur.Joe'nun babası büyük bir telaşla eşini arabaya bindirir ve hastane'ye doğru hızlıca gitmeye başlar.Hastanede gerekli işlemler uyguladığında Joe'nun doğmamış kardeşinin öldüğünü öğrenirler.Ne Joe'nun annesi ne Joe'nun babası yeni bir evladlarının olucaklarından haberleri yoktur.Bu olayı hiçbir şekilde çocuklarına söylemeyeceklerini konuşup ortak fikirde buluşurlar.Joe ile Joel'a bir şey belli etmemek için annelerinin bir süreliğine arkadaşında kalıcağını söyler.Joe'nun annesi biraz tek kalıp kafasını toplamayı hedefliyodur bu sırada ise Joe'nun babası bu olayın peşine düşüp kimin yaptığı bulacağına dair ölen çocuğuna söz verir.Çocuğunun kimin öldürdüğünü bulmak için araştırmalara başlar. Joe biraz daha büyükçe babasıyla daha fazla zaman geçirmeye başlamıştır.Geçirdiği zaman Joe'yu babasına iyice bağlanmıştır babasıyla yanı zamanda arkadaş gibi olup üzüntülerini,mutluluklarını ilk önce babasına anlatmaya başlamıştır.Hem kendi işlerinden hemde ölen çocuğunun katili arayan Cambiasso ailesi ile az vakit geçirmeye başlamıştır.Bunu babasına bu sıkıntısını dile getirir.Babası ise oğluna hak verip onu güzel bir yere götüreceğini söyler.Joe ile çok güzel bir göle gelmiştir.Gölde babası ile balık tutmaya başlamıştır.Genel olarak babası tutar Joe'da babasını izlerdi.Babası balık tutarken Joe babasının değerini daha iyi anlamıştır.Joe babasına bu gölü çok sevdiğini ve buraya ara ara beraber gelmek istediğini söyler.Babası bunu kabul eder.O günden itibaren arada sırada göle gitmeye başlamışlardır.Her gittiklerinde ise Joe ile babası saatlerce sohbet sohbet eder eğlenci zaman geçirirdi. Joe Liseye başladığında hiç ders yapmak istemiyor ve yapmıyodur.Sadece eğlenmek ve futbol oynamak istiyordu.Bu durum babasını rahatsız etmesede annesini rahatsız ediyordu.Annesi Joe'yu ile ne kadar konuşursa konuşsun Joe annesini dinlemiyordu çünkü babasının bu durumdan rahatsız olmadığının farkındaydı.Kısacası Joe hayatımın en güzel dönemlerimi niye sıkalarak harcayim ki eğlenmek varken diye düşünüyordu,babasıda Joe ile aynı fikirdeyi.Joe arkadaşları ile iyi anlaşır ve etrafındaki kişilere samimi bir şekilde davranırdı.Etrafındaki insanlar tarafdından sevilirdi.Bir ortama girdiğinde ilgileri üstüne çeker ortamı neşelendirirdi.Etrafında çok arkadaşı olsada onlara bir türlü onlara güvenemiyordu,güvenmek istiyordu ama bunu yapamıyordu.Trent ile kardeş gibi olmuştur. Herşeyini Trent'e anlatır onunla dertleşirdi.Trent'i zamanla daha çok sevmiş daha çok bağlanmıştır ama bir türlü Trent'e güvenememiştir. onu çok seviyodur her şeyini ona anlatıyodur ama ona güvendiği hissedememiştir.Lisede bir kızdan hoşlanan Joe ona ilgi göstermeye başlar onunla zaman geçirirken mutlu oluyodur.Joe kıza onu sevdiğini ondan hoşlandığı ifade eder ve kız Joe'ya karşı birşey hissetmediğini söyler.Joe bazı şeylerin karşılıklı olduğunu anlamıştır ve belki güven duygusuda böyledir cidden bana güvenen biri varsa bende ona güvenebilirm diye düşünür.Joe bu olaydan sonra kendi duygularını anlatmakta zorlanmış ve hoşlandığı kızlarla iletişime geçerken zorlanmıştır.Bu olay Joe'nun hayatında onu ciddi anlamda etkileyen ilk olay olmuştur.Bu olay sonrası en sevdiği şey olan futbolu bile bırakma kararı almıştır ama babası sayesinde bu kararından vazgeçmiştir istemesede futbola devam etmiştir.Kafasını dağatılan tek şey futboldur babasının itiraz etme sebebide budur.Bu olayı çok kolay olmasada kısa sürede atlatmıştır. Joe yazları genellikle babasının yanına gider, babasının yanında zaman geçirip bununla mutlu olurdu.Babası boş zamanlarında Joe'ya silah kulanmayı öğretmek istemiştir fakat Joe silahlara karşı ilgili olmadığından dolayı silah kulanmayı öğrenmek istememiştir.Babasına ben polis olmayacağım silah kulanmama gerek yok desede babası ile vakit geçireceği için babasının teklifini kabul etmiştir.İlk önce bira şişelerini vurmakla başlamıştır.Babası Joe'ya elinde silah varken hep kontrolü olması gerektiği kontrolünü kayıpederse bunun kötü sonuçları olacağını Joe'ya dikkatlice açıklamıştır.Joe bir süre sonra babasına silah kulanmayı sevmediğini artık silahla atış yapmak istemediğini söylemiştir.Babasıda bu durumu anlayışla karşılayıp durumu kabul etmiştir.Babası Joe'yu istemediği bir şey için zorlamıyacaktı. Joe'nun annesi ve babası çocuklarının belli bir yaşa geldiğini ve onlara ölen bir kardeşlerinin olduğunu söylemeye karar verirler.Zorlanarakta olsa bu durumu anlatılar.Hem Joe hemden ağabeyi durumu daha önceden anlatmadıkları çok sinirlenmiş aynı şekilde üzülmüşlerdir.Joe bu olaydan sonra babası ile gittiği göle gidip tek başına kafa dinlemeye başlar.Saatlerce hiçbir şey demeden oturmuş,babam ile bir süre konuşmıcam dile kendi kendine sayıklar.Babasına o kadar bağlıdır babasına küsemez bile.Babası Joe'nun nerede olabileceğini tahmin edip göle Joe ile konuşmaya gelir.Babası ile konuştuğunda babasıyla eskisi gibi olmuştur ama Joe babasından sadece bir şe istemiştir “birdaha benden bir şey saklama”. Joe'nun babası Oğlunun katilinden bir iz bulmuştur uzun süredir araştırdığı kişinin nerde kaldığını bulmuştur.Gecenin geç saatinde hiçbir şey demeden yola çıkmıştır fakat bu bilgiyi öğrenen tek kişi o değildir diğer polislerde öğrenmiştir.Joe'nun babası oğlunun katili bulmuştur ve hiç konuşmasına izin vermeden kafasına üç kez sıkmıştır.Sıktıktan sonra yüzünde hafif bir gülümseme oluşmuştur.Sıkarken aynı zamanda diğer polislerde olaya şahitlik etmiştir.Polislere silahını uzatan Cambiasso tam teslim olucakken hırsını alamamış,oğlunun katinin ölü bedeninin yüzünü yumruklamaya başlar.Polisler Cambiasso'yu ölü kişiden ayırıp kelepçelemeye çalışırlar fakat Cambiasso kelepçeye gerek yok zaten teslim olucaktım der.Joe'nun babası hem mesleğinden atılmıtşır hemde hapise girecekti.Gecenin geç saatlerinde Joe ve ailesi bu olayı öğrenmiştir.Joe olanları öğrendiğinde dünyası başına yıkılmıştır en yakın arkadaşı ve aynı zamanda güvendiği tek kişiden yani babasından uzak kalıcaktı artık babasının yaptığını hiçbir şekilde sorgulamamış sadece babasından uzak nasıl yaşıyacak bunu düşünüyordu.Babam birisi öldürdüyse mutlaka bir bildiği vardır diye içinden geçiriyodu.Aynı zamanda babasının kendisini yalnız bıraktığı için babasına kızgındır.Hyataında ilk defa bu kadar karmaşık duygular içinde kalmıştır Joe. Olayı öğrenir öğrenmez tüm Willock ailesi evden hızlıca çıkıp Cambiasso'nun yanına giderler.Joe babasını gördüğünde göz yaşlarına hakim olamamış ağlamaya başlamıştır,babasına sarılmak istemiş fakat diğer polisler izin vermemiştir.Joe hızlıca boyundaki atkıyı babasına uzatıp bu atkıya gözün gibi bak der.Ziyaretçi almıyacaklarını söyleyen polisler Willock ailesini eve gönderir.Joe eve gittiğinde koşarak odasına koşup kapısını kitlemiştir.Babasının neden birini öldürdüğünü merak ediyor ve kendisini niye yalnız bıraktığını kendince sorguluyodur.Joe sabaha kadar uyumamıştır daha doğrusu uyuyamamıştır.Joe bir an önce babasıyla konuşmak istiyordu,kafasında sadece babası vardı.Joe'nun beklediği an gelmiştir.Sabahın erken saatlerinde evdeki herkes uyuyodur.Joe evdekilere hiçbir şey demeden evden çıkmış babasının yanına doğru yol almaya başlamıştır.Joe hapishaneye gittiğinde ise gardiyan Joe'ya normalde görüşmen şuanlık zor ama sana bir iyilik yapabilirim diyip Joe'nun babası ile konuşmasına yardımcı olmuştur.Joe babasını gördüğünde direk ona sarılmış sarıldığı anda gözleri dolmuştur.Babasına sorduğu ilk soru neden birini öldürdün olmuştur.Babası ise tüm samimiyeti ile dürstçe soruya vecap vermiştir.Joe'nun sorduğu ikinci soru ise beni neden yalnız bıraktın olmuştur fakat babasının buna verebilecek bir cevabı yoktu.Joe oturduğu sandalyeyi hafifçe ittirip yavaş adımlarla çıkış kapısına giderken arkasına dönüp babasına onu her zaman bekleyeceğini ve her gün ziyaretine geleceğini söyler. Joe için artık günler daha çok geçiyodur ama artık kafasına yastığa koyup uyuruken sadece babasını düşünüyordu.Joe en sevdiği şey olan futbolu artık oynamak istemediği için bırakmıştır.Kendisini çok yanlız hissedip çok zor günler geçiyordu.Hayatında ilk defa kendini bu kadar kötü hisseden Joe'ya abisi yardımcı olmaya çalışmış ama çok da yardımcı olamamıştır.Joe abisine karşı ayrı bir şey hissetmiyodur.Joel ne kadar üzgün olsada Joe'ya belli etmemiştir.Joe bu durumu yanlış anlayıp babasının hapse girdiğine hiç üzülmediğini düşünüp abisinden iyice uzaklaşmıştır.Joel Joe'ya hem ağabeylik hemde babalık yapmaya çalışmıştır fakat Joe abisine hiç yardımcı olmamıştır.Joe babasının yokluğuna bir türlü alışmamıştır ama babasına verdiği sözü tutup babasını her gün ziyarete geliyodur.Her gün gittiği başka bir yer ise babası ile gittiği göldür.Oraya gidip saatlerce tek başına oturur başka hiçbir şey yapmazdıBu süre içinde Joe sık sık alkol tüketmeye,sigara,ot içmeye başlamıştır.Arada sırada çeşitli kimyasal maddelerde kullanıyodur.Okula gittiğinde ise ona çoğu kişi katilin oğlu gözü ile bakıyolardı.Joe ile bu konuda dalga geçen birini dövdüğü için Joe okuldan atılmıştır.Aynı günün akşımında kendisiyle dalga geçen çocuğu takip edip tenhada tek başına yakamıştır.Çocuk Joe'yu görünce şok içinde kalmştır.Joe ise suratında hafif bir gülümseme vardır.Elini yavaşça cebine götürüp sivri uçlu kalemini çıkarır.Hızlıca kalemi çocuğun gözüne batırır ve çocuğun gözü kanmaya başlar Joe yaptığı bu şeyden rahatsız oluyor aynı zamanda yaptığı bu haraket hoşuna gidiyor bastırmaya devam ediyordu.Kalemi batırdıktan çocuğu dövmeye başlar içindeki tüm öfkesini çıkarmayı planlıyodur ve bunları yaparken kendini rahatlamış hissediyordu.Çocuğu çok kötü bir duruma getiren Joe birdaha babamın ismini ağzına alma diyip ambulansı arayıp bölgeden uzaklaşmıştıp bir nehirin karşında oturmaya başlar.Aldığı su ve alkollü peçete ile elindeki kan izlerini temizlemeye başlar.Kanlı giysilerini yavaş hareketlere çıkarp çantasına koyar.Çantasından ise temiz giysilerini giyer.Joe tam kalkıp eve gidecekken hoşlandığı kız gelmiş ne yaptığını biliyorum diyip Joe'ya bu konu hakkında hak verir çünkü kızında başına çok benzer bir olay gelmiştir ve Joe'yu rahatlıkla anlıyabiliyodur.Joe ve kız saatlerce konuşmuştur.Joe'nun uzun bir zaman sonra ilk defa yüzü gülmüştür.Joe babasının yanına ziyarete gittiğinde yaşadıklarını hissetiklerini babası yokken ne kadar zorlandığı her şeyi babasına anlatır.Babası ile dertleşirdi.Babasının yanında olmayaşını her zaman hissetsede bu olaya yavaş yavaş alışmaya başlar.Joe bu günlerde hem Trent'in hemde ağabeyinin değerini daha iyi anlamıştır.Onları kaybetmekten çok korkuyodur.Joe babasının yaptığı hareket doğru olduğunu düşünüp babasının neden içerde olduğunu sorgulamaya başlar ve artık adalet diye birşey olduğuna inanmamaya başlamıştır.Adalet olsaydı babam içerde olmazdı diye düşünür.Bu düşüncesini babası ile paylaşınca babası adalet diye birşey olmasaydı ben burda değil sizin yanınızda olurdum cevabını vermiştir ama Joe hala aynı şeyi düşünüyordur.Joe kız arkadaşı sayesinde kendine gelmiştir ve biraz olsun toparlamıştır.Bu zor da olsa yabaş yavaş geçiyodur.Geçen her günün ardıdan Joe babasına bir adım daha yaklaşıyodur. Joe on sekiz yaşına girdiğinde babasının hapisten çıkmasına bir gün kalmıştı.Her gün babasına ziyaret etmiş bir süre sonra olanlara tamamen alışmıştır.Eskisi gibi eğlenceli sempatik olmuştur.Babasın hapisten çıkacağı gün eve gitmemiştir.Evdekilere ise ben babamı alıp geliyorum demiştir.Gün içinde hapishanenin önüne arabasını park etmiş.Sabah olmasını beklemiştir.Bir elinde bira bir elinde sigara sabah olmasını bekliyodur.Bazı şeylerin değişceğini düşünüp çok mutlu oluyodur en sonunda babasına kavuşacaktı.Babası ile konuşmasına yardımcı olan gardiyan ile şakalaşıp birdahaki görüşmemiz hapishane dışında olur şekilde konuşurlar.Saat oniki,bir gibi Joe arabasına geçip sabah olmasını bekliyodur.En sonunda Joe'nun beklediği an gelmişti sabahın erken saatleri olmuştu.Güneş hiç olmadığı kadar parlıyodu veya Joe'ya öyle geliyodu.Tüm gece uyumamasına rağmen son derece enerjik ve mutluydu.Bakışlarını telefonun saatinden ayırmıyordu zaman hiç olmadığı kadar yavaş ilerliyordu sanki.Joe'nun babasının çıkış saati gelmişti ama babası yerine Joe'ya konuştuğu gardiyan ağır adımlarla yaklaşıyordu elinde hafifçe sallanan atkı ile.Yüzünde üzgün surat ifadesiyle yavaş yavaş konuşmaya başlar.Gardiyan konuşurken Joe'nun bakışları sadece atkıdadır.Gardiyan Joe'ya babasının bıçaklandığını ve hayatını kaybettiğini söyler.Joe'ya atkıyı uzatıp bu atkıyı yanından hiç ayırmadı baban belki bir anısı vardır diyip atkıyı Joe'ya uzattı.Joe hiç tepki vermeden hapishaneye doğru baka kalmış gözlerinden yaşlar süzülüyordu.Joe uzatılan atkıyı almayıncı gardiyan atkıyı yavaşça bir şekilde Joe'nun boynuna sarar ve hafif bir şekilde Joe'nun omzuna iki kere dokunur.Gardiyan ağır adımlarla giderken onun topuk sesleri Joe'ya ölüm marşı gibi geliyordu.Babasına kavuşmak için bunca zaman bekleyip yıllardır kuruduğu tek hayal babasıyla zaman geçirmek olan Joe artık babasını hiç göremicekti.Joe'nun hayatında artık babası olmayacaktı.Yaptığı şey iyi bi şey mi kötü bi şey mi bunu söyleyen biri olmıcaktı,artık yaşam Joe için daha zor bir sürece dönüşmüştü. Joe aylardır beklediği anı yaşayamamıştırHiçbir şeyin eskisi gibi olmıyacağını düşünürdü.Trent ile saatlerce hiç konuşmadan otururlardı ve bu olay nerdeyse hergün oluyordu.Joe artık kimseye inanmıyordu.Joe'nun en yakın dostu içtiği alkol ve sigaradır güvendiği tek şey bu ikisiydi.Eski neşeli halinden eser yoktu.Nereye bakarsa baksın babasını gören babasyıla yaşadığı anıları görüp onlarla mutlu olmaya çalışıp bunu başaramıyodur.Joe artık anılarından kaçmak istiyordur.Babasyıla olan anılarını görmek onu mutlu etsede yaşadıklarına bir son vermek istiyodur.Kendini öldürmeyi bir çok kez denemiş ama bunu yapamamıştır.Babası gibi onu sevenleri tek başına bırakmak istemiyordu ama babasının yanına gitmedi çok istiyordu.Kendini öldürtmeye çalışmış her seferinde başarısız olmuştur. Bu şehirden artık gidip her şeyi unutmak isityordu.Yeni bir hayata başlayıp eskisi gibi olmak istiyordu çünkü eski halini çok özlüyordu.Parasının çok olmadığını bildiğini için acilen para kazanmak istiyordu.Ağabeyi ile görüşüp kısa bir süre bir işte çalışıp bu şehirden gitmek istediğini söyler.Ağabeyi ise aklında daha iyi fikir olduğunu ve bu fikrin tehlikeli olduğu belirtir. Fikrini anlattığında ise Joe bunu istemesede kabul etmiştir.Babalarının hatrına küçük bir soygun yapıp paranın üstünü tamamlamak istiyolardı.İkiside bu şehirden gitmek istiyorlardı fakat para eksik olunca Joel bir yalan uydurarak gelmek istemediği söyler ve Joe'nun başka biryere gitmesi için küçük bir soygun planlarlar.Plan çok güzel dursada işler soygun sırasında karışmıştır.Joe ilk defa böyle bir iş yapıyordur.Son derce korkmuş ve panik halindedir.Ağabeyi kasayı boşalttıktan sonra kapıda bir tane polis aracı görülmüştür.Joe ve ağabeyi ilk başta kaçmaya çalışsalarda başarılı olamamışlardır veteslim olmuşlardır.Joe ve abisini tutuklayan polis ise Joe'nun babasını bıçaklayan kişidir ama bundan kimsenin haberi yoktur.Joe'ya niye böyle birşey yaptığını sorar.Joe ise başından geçen şeyleri,babasına olanları anlatır ve bu ülkeden gitmek için böyle bir şey yaptığını söyler.Joe'ya babanı çok severdim onun için sana yardım edicem diyip Joe'ya ülkeden gitmesi için gerekli olan yardımı yapar ve sözünde durup Joe'nun başka bir şehire gitmesini sağlar.