Merhaba Esma! Esma Alaca. Öncelikle rahatsız ettiysem affola. Bugün 18 Kasım'da uğramayacağımı göz önünde bulundurarak sana son kez yazıyorum. Bugün gerçeklerin gün yüzüne çıktığı gündür. Bugün içimdeki en büyük sırrı sana açıklayacağım. İki ihtimalle ya son kez beni ciddiye almayı kabul eder, okursun ya da sikinin ucuna bile takmazsın bu senin tercihindir tamamen. Ben son kez seninle olan bu kumarımda tüm umudumu son kez okumana basıyorum ve bu yazıyı yazıyorum. İyi okumalar. Bölüm #1: Tanışma 18 Kasım 2023 akşamı ben SimSimide gezerken bana yazdın. Olayların bu raddeye geleceği belirsizdi. Esma Alaca ile tanıştım, en başta seni bir melankolik bir Dishonored fanı olarak tanıdım. Hafif dertleştik discordda ve kendimizi önümüzdeki 8 ayın kollarına bıraktık gibi. Benim kırılma noktam daha en baştaydı. Hatırlamazsın ama sen bana birşey demiştin o çok etkiledi beni. "Ben melankolik biriyim ve sen melankolikleri düzeltiyormuşsun." Bu bendim ile senin duyguların arasında girdiğim bir kumardı. Önce korktum, tüm paramı basamdım. Acemiydim. Yavaştan aldım. Ta ki büyük oynayıp büyük kazanıldığını öğrenene dek. Bölüm #2: Keşif Daha bir iki hafta geçirdiğim birisinin duygularına nasıl öylesine nakış atabilirdim ki? Bazı acemilikler yaptım melankolik müzikleri yasaklamak gibi. Hiçbir işe yaramadı halbuki. Kendimi zamanın akışına bırakmaya ve seni tanımaya odaklandım tamamen. Tanıdıkça sorunlarını görür oldum. Seni zerre umursamayan erkekler, fevri tavırlar... "Düzelticem" dediğinde bile hiç çabalamayacağını senden önce bilirdim ben. Kendini kandırırdın, enayi gibi beklediğimi sanırdın lakin benim gösterdiğim zekâdan bir tane de yerin altında var. Dayanmaya çalıştım. Bölüm #3: Analiz Seni tanımaya çalışmak, analiz kelimesine vereceğim tanım için biçilmiş kaftandır ama bu detaylı hali. Okula giderken ve okuldan gelirken konuştuğumuz sıralarda panelden ev adresine baktım ve evin ile okulunun arasındaki mesafeleri, ara sokakları hatta oturduğun yerlere kadar ezberledim. Her şey planın kusursuzluğu içindi diğer türlü bana yakışmazdı. Seninle olan ilişkinin altında benim verdiğim çok büyük bir stratejik beyin savaşı vardı, farkında değildin. Bölüm #4: Vazgeçiş Her şey iyi güzel ilerliyordu lakin ben de insanım, bağlanmaya başladım. Aşık oldum senin gibi. Plana engel miydi bilemedim. Daha sonra değinicem ama ilişkimizin başındaki gitmeye çalışmalarım ile sonlar farklıydı. Sen Nehirlerle benim fiziksel özelliğimle dalga geçtiğinde bu plandan vazgeçmek üzereydim, sen bırakmadın. Ahmet olayında da öyle. Aferin sana. Ta ki yılbaşına kadar.. Bölüm #5: Ara Bir okul çıkışı discorddan senin bir çocukla yazışman bana bir tokat gibi oldu. Artık her şeyi teker teker düşündüm tıkır tıkır işledim planı. Adeta fevkalade dizilmiş bir dinamo dizisindeki taşların ahenginden tut, çorap söküğünün ne kadar çekersen çek takılmaması gibi. Ne yaparsan yap affetmedim çünkü kafamdaki belliydi. Seni düzeltmek için seni yalnız bırakmak gerekliydi ve yaptım. Geldiğinde artık birşeyleri düzeltmeye çalışacağını söyledin ama ben bunun zaten farkındaydım. Hislerinde kulağım mı var yoksa ilerigörüşlü müyüm bilmem ama sen: "Söz veriyorum adam olucam, kendimi düzelticem." dediğinde ben senin kendini düzelteceğin kanısına senden önce emin olmuştum bile. Ben başarısız olamazdım. Olmayacaktım. Bölüm #6: Ters Orantı Gerçekten de düzelmeye başladın. Muzdarip olduğum özelliklerin teker teker silindi. Erkekler yoktu artık. Ahmette yoktu. Artık üzüldükten evvel içinden bir şeytan çıkmazdı. En baştan bilmeliydim bunu. Zorla değil seni ikna etmem gerektiğini. Yavaş yavaş seninle olan savaşımı kazanıyordum lakin bir sorunum vardı. Bu plan işleyecek diye olur olmadık şeyleri hatta defalarca aldatmanı affetmiştim. Sen düzelirken ben yıkılıyordum, görmedin. Sen düzel yeterdi. Sen düzel yeter. Bölüm #7: Bonus Ben planımı 11 aya kadar uzatmayı düşünürken bir anda Nehirlerle bir kavga ettin ve hepsinden ayrıldın. Bir tek ben vardım artık başkası değil. Ben sana burda sarılmazsam, ellerinden sımsıkı tutmazsam hem benim sevdiğim kız düşecekti hem de planım boşa gidecekti. İşime geldi ve toksik olan bu ilişkimizde birbirimize kenetlenmeyi öğrendik. Ve artık full seninle olduğum için düzenlediğine harika bir şekilde emin oldum. Bölüm #8: Erteleme 5. ayın ortası veya 6. ayın başı olmalı. Ben senden artık emindim. Kişisel sorunlarının çoğu çözüldü. Plan çok güzel işledi. Günler boyu bir sonraki hamleyi düşünmekten gözlerime uyku girmezdi. "Birşeyler düşüneceğim." dediğimde bu hamleleri düşündüm hep. Bu kadar ilerlemişken bırakılmazdı. Artık son ve en ağır aşamaya geçmenin vakti der iken Stardew Valley muhabbeti çıktı. Normalde o dönemde ben farklı bir hamle yapacaktım ama ondan önce sağlıklı bir ilişkinin tadına varmak istedim. Hayatımın en mutlu bir ayı idi Esma o ay için sana ayrı teşekkür ederim. Bu bölümü yazarken gözlerim doldu çünkü o bir ay benim en mutlu, en huzurlu ve en her şeyden arınmış ayımdı. Teşekkür ederim sevdiğim. Teşekkür ederim. :). Bölüm #9: Fedakârlık Planın son aşaması olan fedakârlık bölümü. Benim en içimi acıtan, beni en çok yaralayan ve sana belli etmemiş olmama rağmen her gece ağladığım ve kararını çok zor verdiğim dönemdi. Ya ilişkiyi devam ettirip bir taviz verecektim planımdan. Bu belki de her şeyi mahvedecekti. Ya da artık son adım olan kendimi de sende sonlandırıp senin zamanla huzura ermeni izleyecektim. Ben bencil bir insan değilim. Benim ölümüme gitse bile senden vazgeçmeyi seçtim. Hayatımın en zor ikinci kararıydı bu. Birincisi ise mahkeme karşısında "Annen mi yoksa baban mı?" sorusuydu. Son dans olarak kendimden kopartıp seni tamamladım sevgilim. Pek çok şeye mâl oldu ama yüzünün gülüşüne değerdi. Bu toksikliği sonlandırmak, her şeyi çözecekti. Bir pastanın vazgeçilmezi olan son dokunuş muydu yoksa pastanın en önemli malzemesi olan hamuru en son yoğurmak mıydı bilmiyorum. Üstte değinicem dediğim kısım burası. Bizim kavgalarımız iki döneme ayrılır: 1. Gerçekten kalbimin kırıldığı kavgalar 2. Fedakârlık için kendimden verdiğim, amacımın ağlayışımda belli olduğu, belki de ilkinden daha fazla acı çektiğim soğutma kavgaları. Ben ilişkinin sonlarına doğru özellikle saçma sebeplerden her şeye gitmeye çalıştım hatırlarsın. Gidemediğim hepsinde biraz daha senin tadına varmak istedim. Dayanamadım senin o yalvarışlarına ama ben bir yerde bu fedakârlığı yapmak mecburiyetindeydim. Issız Adam'ı izlediğim vakit anladım ki gerçekten de bazen en güzel sevme yolu bitmesine izin vermektir. Her şey güzel iken aslında arkada hiçbir şeyin yolunda gitmediği o dinamoyu bozmaktır sevgi. Seni kendimden soğuttum yavaş yavaş. Öyle içim yandı, öyle zoruma gitti ki kendimi yumrukladığım günleri hatırlıyorum. Hic belli etmedim lakin bazen fotoğraf attığımda yüzümdeki morlukları fondöten ile kapatırdım. Hepsi bir gün senin benden soğumuş haline geldiğimde "sensiz daha mutluyum." demen içindi. Seni sevmeyi senden vazgeçerek yapmaktan başka çarem yoktu. Özür dilerim çektirdiğim acılar için. Acı olgunlaştırdı seni ben değil. Acının kaynağı ben olsam bile... Bölüm #10: Son Dem Ve her şeyin bittiğine emin olmak için geçen günlerde bir istek attım ve evet başarmıştım. Gerçekten de artık mutlu bir hayatın vardı. Eskisi gibi değildin adam oldun. Senin için oynadığım bu kumarda büyük oynayarak kazandım ben. Tek sorun şuydu ki... Ben hayatımda ilk defa kazandığım bir oyunu kaybettim. Sen gittikten sonra benim hayatım mahvoldu. Senin gidişin ile gelen amaçsızlık ve onun üstüne gelen ağır aile kavgaları. Dünyanın en güçlü gemisi de olsan elbet bir gün batmaya mahkûmsundur. Battım. Batacağımı bile bile yaptım. Sadece kalıntıları kalmış bir gemiyim ben artık. Bana bu şansı verdiğin için teşekkür ederim. Beni amacıma ulaştırdığın için de teşekkür ederim. Ben sana minnettarım. Sen düzeldin ve benim tek istediğim bu. Sonsuza kadar hoşça kal sevgilim. Bu yazıyı yazarken senin için en parlak gözyaşlarımdan döktüğümü bilmeni isterim. Benim sana yıldönümü armağanım bu yazıdır. Teşekkürler, minnettarım. Saygılarımla, Eren.